Degerlendirme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Degerlendirme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09 Mart 2011

Hatalar ve Dünyanın En İyi Takımı

Öncelikle maçtan önce yapılan yüzde 60'a 40 lık tahmin ilk yarıda tutmadı. Yüzde 70'e 30 olunca pozisyon bulmak imkansız hale geldi hatta kaleye şut dahi çekemedik. Barcelona ilk yarının sonunda hakettiği bir golü buldu.

İkinci yarı çok iyi bir anda gol geldi. Bu noktadan sonra 11'e 11 oyunda Van Persie ile büyük bir şansımız olabilirdi 2.gol adına.

Benim tahminim zaten Nou Camp'ta Barcelona'ya karşı 11'e 11'de başarı sağlayacak hiç bir takım yok dünyada. Maçtan önceki yazılarımdada rakibin 10 kişi kalmasının ancak turu bize getirebileceğini söylemiştim. Bu nedenle 11'e 10 Barcelonaya karşı şansımız kesinlikle yoktu olmadı da.

Rosicky tercihini anlayamadım, Arshavin gibi bir oyuncu varken. Fabregas'ın bu kadar kötü bir maç çıkardığını hatırlamıyorum berbattı. İlerde Robin yerine Bendtner'la başlasak daha çok top tutabilir miydik emin değilim. Bir çok soru işareti bıraktı bu maç geride.

Haftasonu Old Trafford'a gidiyoruz. Zorlu bir sınav umarım turu Emirates'e taşırız.

07 Mart 2011

Sunderland Maçı ve Manchester United

Ben maçta bu kadar eksikle elimizden geleni yaptığımızı düşünüyorum. Çok net bir penaltı ve ofsayt verilmeyince yapacak birşey yok. Chamakh'ım bomboş kafası Nasri'nin frikiğini saymıyorum bile. Özellikle 2.yarı çok iyiydik. Bendtner'in gittikçe kendini geliştirdiğini görüyorum pasları şutları oldukça iyi ve efektik olmaya başladı. Arshavin ise eski formuna girdi çok istiyo ve kalitesini ortaya koyuyor.

Ben bu dönemden lider çıkmayı istiyordum ama olmadı. Puan farkını erittik tamamen ama öne geçemedik. Eğer 2 puan öne geçmiş olsaydık. Manchester United maçına kadar 2 maç beraberlik hakkımız olurdu. Ardından Manchester'ı yenip liderliği almaktı plan. Ama yapacak birşey yok devam ediyoruz. Deplasmanda W.B.A'yi yenicez. Bu arada Manchester'da içerde Bolton'u geçecek.

Tottenham deplasmanı, Liverpool maçını da hesaba katarsak şampiyon olmak biraz zor görünüyor. Chelsea ile 6 puan fark kaldı işleri iyice kötü giderse 3.bile olabiliriz. Manchester için de zorlu bir Chelsea maçı var işler iyice karışacaktır. Artık geriye 10 maç kaldı. Herşey çözülecek. Sağlam gidersek şampiyon oluruz. Yarın Barcelona maçı. Diyecek pek birşey yok.

28 Şubat 2011

Fabregas'ın Takım İçin Önemi

Barcelona için Messi ne ise, Arsenal için de Fabregas odur. Bunun başka bir açıklaması yok arkadaşlar.

Fabregas'lı oyunda rakibin en az 2 oyuncusu Fabregas'la uğraşmaktan zaten kalan boş alanları dolduran Nasri-Walcott-Arsha-Persie işi hallediyor. Fabregas olmadığı zaman yerine geçen Rosicky gibi oyuncuların bir efektifliği olmadığından çok sıradan bir takım haline bürünüyoruz. Beyin Fabregas bunu unutmamak lazım. Fabregas'a bağımlı olmak kötü birşey değil. Önemli olan onu fit tutmak, bütün büyük takımların bağlı olduğu oyuncular vardır.

Eğer Fabregas'ın bu sakatlık problemi kronikleşirse başka bir çözüm aramak gerekebilir, ancak yok bu şekilde 1.2 hafta maksimum uzak kalırsa buna katlanılabilir. Evet bir final kaybettik ama 4 yarışmadaki en önemsiz final buydu. Önümüzde çok daha önemli bir lig var. Bunu es geçmemek lazım. Yarın Manu Chelsea ile oynarken Chelsea'nin gollerine seviniriz umarım.

21 Şubat 2011

Leyton Maçı Değerlendirme

Leeds United maçı gibi uzayan bir maç daha oldu. Bu bence yedek oyuncuların ısınması için çok iyi bir yöntem oluyor, hem de biz daha fazla maç izlemiş oluyoruz. Genel olarak yedek kadromuzun çok nadir maç yapması sebebiyle Chamakh'ın özellikle formunu tamamen kaybetmiş olduğunu görüyoruz. Sene başında ilk tercihken şimdi 3.tercih konumuna düşmesi kendisinin yaşadığı problem olduğunu tahmin ediyorum.

Rakibimiz Manchester United olacak içeride Leyton'u geçersek eğer. Maçın Old Trafford'da olması sakatlık yaratıyor ancak turu Emirates'e getirdiğimiz takdirde geçebiliriz. O maçta rotasyon yapmamak lazım. Çünkü Chelsea'de elendiğine göre kupada Manchester City dışında çok ciddi bir rakibimiz kalmıyor. Bu nedenle kupayı alma şansımız oldukça artacaktır eğer Manchester United'ı geçersek.

Takım gidiyor. Aralık ayından beri 3 günde 1 maç yapıyoruz. Çarşamba günü de ligde içeride Stoke'layız. Yakın ışıkları gidiyoruz.

17 Şubat 2011

Barcelona'yı Yenebilmek Ve Değerlendirme

Bu yıl bu takımın yaptıkları gerçekten üstün işler var, özellikle 2011 yılı bizim için mükemmel başladı. Van Persie'nin dönüşü, bazı oyuncuların(Arshavin) formanın zora girdiğini bildiği için kasması, Wilshere'ın gün geçtikçe artan mükemmel oyunu(19 yaşında, Genç Arda kendisinden daha iyi olabilir:) Nasri'nin formu. Koscielny-Djorou ve Szcseny 3'lüsünün genelde mükemmel çalışması.

Kadro genişliği. Chamakh, Arshavin gibi oyuncular yedek kalıyor artık.

Herşeye rağmen Barcelona'yı yenmek imkansıza yakındı, hem bize karşı ters top oynuyorlar. Bizim bütün eksiklerimiz onların en iyi tarafları. Sıkıntıda yaşamadık değil, özellikle golü yedikten sonra biraz afalladık, konsantrasyonumuz kayboldu ancak 2.yarı defansif anlamda mükemmele yakın bir oyun oynadık, Koscielny golde hatası olmasında rağmen mükemmeldi. Wilshere bugüne kadar oynadığı en iyi oyunu oynadı. Fabregas sakindi ama kontrolü kaybetmemek için çok fazla fantaziye girmedi, basit oynamaya çalıştı. Nasri agresifti ama çok kaliteli işler yaptı. Van Persie 2 tane çok net gol pozisyonuna girdi. 1 tane net olmayana girip attı, görevini yaptı denilebilir. Normalde o topları kaçırmazdı ancak. Walcott'ta elinden geleni yaptı, olgun bir oyun oynadı.

Tempoyu düşük tutup Barcelona'nın topu gezdirmesine bölüm bölüm izin verdik, ancak yanaşmaya başlayınca hemen bastık, gereksiz fauller yapmadık, neredeyse korner bile kullandırmadık. Barcelona kontrol kendilerinde sandı ancak aslında oyunun kontrolü bizdeydi bu nedenle 2 tane gol yediler.

Kim ne derse desin çok hakedilmiş bir galibiyet oldu, ancak bu turu Barcelona geçer, 2.1'in bir avantajlı tarafı yok. Sadece umutla gitmemizi sağlayacak oraya tek olayı bu.

Önümüzdeki dönem bu maçın da galibiyeti önemliydi, takıma büyük bir güven aşılayacaktır. Bu maçın havasından kurtulup haftasonu Leyton Orient deplasmanına hazırlanmalıyız. 6.tura çıkmak önemli hemde yedek oyuncularımızın maç yapması için iyi. Ardından çarşamba günü içerde Stoke'layız.

Yaktık ışıkları gidiyoruz:)

06 Şubat 2011

Zor Zamanlarda İleriye Umutlu Bakabilmek

Dünkü maçımız hepimiz üzerinde ciddi bir etki yarattı açıkcası hiçbirimizi beklemiyorduk böyle bir skoru ve durumu. Ancak her şerde bi hayır vardır lafından yola çıkarsak ben eminim ki dünkü maçı kazansaydık, Manchester United Volves'ı yenerdi.

Gel gör ki, dün o kadar yaşadığımız büyük üzüntü bizim açımızdan bir avantaja dönüştü, bugün Chelsea'nin de kaybetmesiyle birlikte ben en azından 2.lik için yerimizin sağlam olduğunu düşünüyorum. Haftaya Man City akıllı bir oyunla, United'dan puan aldığı zaman puan farkının 2 ye düşeceğini unutmayalım. Bu da bize şampiyonlukta büyük avantaj sağlar, çünkü ligin boyu artık çok kısaldı. 13 maç kaldı. Bence eğer şu durumda her ne olursa olsun Manchester United'ı içerde yenersek kesinlikle şampiyon oluruz. Buna inanıyorum.

Dün yaşanılan şey bir Birmingham maçı değil, dengenin rakip tarafına eğilmesi dün United'ın kazanmasıyla mümkün olabilirdi bu olmadığına göre, fikstürü iyi kullanmak gerekiyor. Haftaya Volves sonra Stoke içeride 6 puanın daha cepte başka birşey istemezsin bu periyottan, sonra da Chelsea Manchester United'ı ağırlıyor. Lider olma fırsatı geliyor Mart'ın başında. Eğer bir kez liderliği ele alırsak sezon sonuna kadar bırakmayız çok önemli bir noktaya geliyoruz, dikkatli olmak durumundayız. Bu sene eğer bir şampiyonluk gelirse bu çok büyük bir futbol hadisesi olur.

Hiç umudumuzu kırmadan takibe devam ediyoruz, Arshavin forma girdi Nasri gelene kadar o bölgede problem yok kaleci açısından şimdilik sıkıntı yok gibi duruyor, Liverpool, Tottenham deplasmanı, Manu gibi maçlara gelmeden önce kayıpsız gitmek şart artık, bu takıma güvenmek gerekiyor 13 hafta daha.

02 Şubat 2011

Yoğun Dönem, Sakatlar ve Fikstür

Dünkü maçta Song'da sakatlandı Wenger yürüyemiyor dedi umarım ciddi birşeyi yoktur. Vermaelen Martta gelecek. Nasri 21 gün. Müthiş yoğun tempodan iyi çıktık.

Haftasonu yüzde 100 kazanmak zorunda olduğumuz zorlu Newcastle deplasmanı var, ardından 1 haftalık ara ve içeride Stoke maçı. Önümüzde bazı şeyleri netleştirmek için çok önemli bir fikstür duruyor, Cumartesiye kadar tamamen fit hale gelip puan kaybı yapmamak lazım, bu kadar güçlü bir rakiple bu noktaya kadar savaşmak zaten bir başarı ancak asıl sınav bundan sonra verilecek. Eğer bu haftayı geçersek ben Manchester United'ın içeridede olsa City karşısında puan kaybedebileceğini düşünüyorum. Eğer farkı 3 puana düşürebilirsek bence bir beraberlik kredimiz daha olabilir ilerleyen dönem için.

Şu anda dışarıdan bakan biri objektif olarak bu ligde kesinlikle Manchester United'ın şampiyon olacağını söylüyor olabilir. Bende bunu iddia ediyorum, bu denli güçlü bir ekibin, oynadığı 24 lig maçında bir kez dahi kaybetmemiş bir ekipten söz ediyoruz. Daha şimdiden 5 mağlubiyetli bir takıma şampiyonluğu bırakması olası bile değil, ancak formumuz ve fikstür bize gerçekten ümit veriyor.

Ayrıca Chamakh'ın durumu hakkında bir yazı daha yazmak lazım çünkü, sene başında bu takım için bu kadar önemli bir rol alan. Alan Shearer gibi bir golcünün bu sene Arsenal'in daha iyi gözükmesinde en büyük sebep Chamakh dedirten adamın şu anda 3.tercih edilen forvet konumuna düşmesi çok değişik bir durum.

01 Şubat 2011

Torres Transferi Ve Manchester United Takibi

Ne alaka diyeceksiniz. Ancak önemli bir nokta. Chelsea yaptığı iki tane çok önemli transferle şu anda her ne kadar liderden 10 puan geride olsa da şampiyonluk yolunu zorlama adına çok büyük bir adım attı. Torres gibi mükemmel bir oyuncunun Drogba'yla ve zaman zaman Anelka'yla kuracağı birliktelikte Chelsea'nin zorlandığı deplasmanlarda artık zorlanacağını düşünmüyorum. Bu durum sene başındaki Chelsea'yi getirebilir.

5 puan gerimizde olmaları bu transferlerden sonra çok büyük bir anlam kazanmıyor. Bizim yapacağımız herhangi bir tökezlemede Chelsea bizim üzerimize çıkar. Ancak tökezlemezsek eğer bu Chelsea Manu ile 2 tane maç yapacak. Bu da bizim büyük bir avantajımız olacak sezonun ilerleyen bölümlerinde.

Şu önümüzdeki Everton-Newcastle-Volves üçlüsünden 9 puanla çıkmak zorundayız. Newcastle deplasmanında alacağımız bir beraberlik bile bizi yoldan çıkarır arkamızda böylesine güçlü bir Chelsea varken. Öncelikle Everton'ı geçelim bugün.

Liverpool içinde bir kaç şey söylemek isterim, Gerrard'ı yaşlanmasıyla birlikte elindeki tek world-class oyuncu olan Torres'i göndererek Liverpool artık ortasıra takımı olmayı kabullenmiştir. Böylesine bir devin bu duruma gelmesi üzücü.

23 Ocak 2011

Herşey Yolunda

Yeni yılla birlikte sakatlıkların iyileşmesi, Arshavin sorununun çözülmesi ile birlikte gerçekten bir şampiyon gibi oynuyoruz. 11 içeride 12 dışarıda oynadık. Eğer şu anki takım sezon başında olsaydı, maksimum 1 mağlubiyetimiz olurdu bugüne kadar burası çok açık. Lig dışındada bütün kupalarda yola devam ediyoruz. Carling Cup'ta finale çıkmak için çok büyük bir şansımız var, Salı günü Ipswich maçında yeterli skoru alıcağımız tahmin ediyorum. Finaldede kuvvetli bir kadroyla Aston Villa, Birmingham ikilisinden birini geçip kupayı almak tek hedef.

Haftasonu Everton maçı var kritik. Manchester United'ın salı günü Blackpool deplasmanı var eksik maçını kapatıcak puan kaybı olursa ki sanmıyorum ama mükemmel olur. İçeride Everton maçı zorlu maç ancak bu dönemde bu formumuzla puan kaybedeceğimizi düşünmüyorum. Manchester'da içerde Aston Villayı konuk ediyor. Puan farkını 3 ila 5 arasında maksimum tutmak lazım. Manchester United'la içeride oynayacağımız maçta kazanırsak liderliği alacak bir seviyeye getirmemiz lazım durumları. Bunun için de çok sağlam gitmek lazım, bir kez tökezlersek affı olmaz, kritik bir yerdeyiz. Manchester United'ı Chelsea ile yapıcağı iki maça dek kovalamak lazım. Bizim fikstürümüz de onların fikstürü de kolay o ana kadar.

Kontrolü ele alırsak bırakmayız bence. Haftaiçi umarım Manchester United puan kaybeder.

17 Ocak 2011

Fikstür Değerlendirmesi Ve Manchester United Takibi

Aslında Manchester City'nin son yükselişinden sonra bence şampiyonluk mücadelesi 3 takımlık bir pozisyona döndü. Oldukça sıkı geçeceğe benziyor bu yarış. Şimdilik Manchester United'ın bize göre potansiyel 5 puan bir farkı var. Maçımız Emirates'te onun dışında da fikstür çok açık bir şekilde bize dönmüş durumda. Manchester United tökezlediği anda üstlerine geçebiliriz.

Ancak durumu kötüleştiren şey, Manchester United'ın namağlup bir şekilde bu yarışı sürdürmesi. Dünkü maçta da görüldüki, rakipler karşısında o kadar büyük bir özgüven sağladılar ki, kim olursa olsun maçı kazanmak 2.planda kalıyor rakip için. Bir kez tökezlerlerse bence gerisi gelecektir., fakat şu anda defansif anlamda çok iyi durumdalar.

Biraz fikstüre bakalım.

Arsenal---Wigan, Everton, Newcastle(d)
Manchester City---Aston Villa(d), Birmingham(d), W.B.A
Manchester United---Birmingham, Blackpool(d), Aston Villa, Volves(d)

Önümüzdeki 3 haftalık fikstür bu. Bence burada avantaj sağlayabiliriz. Özellikle City için zorlu iki maç var. Herşey olabilir ancak Manchester United'la olan puan farkı 3'ün altına düştüğü andan itibaren biz avantajlı durumda oluruz.

07 Ocak 2011

Arshavin vs Walcott

Son maçlarda artık Arshavin'in takımda sonradan giren oyuncu kıvamına geldiğini görüyoruz. Uzun süredir olması gereken buydu. Wenger'de bunun için Walcott'un formunu tutmasını bekledi herhalde.

Walcott'un bize ofansif anlamda getirdiği katkıyı belki Arshavin'de yapıyordu, rakamsal olarak baktığınız zaman Arsha'nin iyi rakamları vardı bu sezon. Ancak Walcott'un yaptığı defansif çalışmayı değil Arshavin takımdaki kimse yapamıyor. Zaten beki çıkarmıyo. Ashley Cole, Zabaleta. Hepsi adım atamadılar. Aynı zamanda ortasahaya kadar gelip hızıyla top kapıyo. Bu anlamda takımı muhteşem rahatlattı Walcott. Arshavin'le adeta 10 kişi oynuyormuşuz bunu anladık.

Artık takımın düzeni belli oldu. Vermaelen'de gelince bu takım tam oturucaktır. Djourou'nun formu mükemmele yakınlaştı. Koscielny'de gayet iyi. Beklerimiz sağlam durumda. Song çok iyi. Wilshere sınırları zorluyor. Robin'de tam havasını yakalarsa bu lig çok çok değişebilir.

Bu hafta Fa ve Carling Cup as oyuncularımız biraz dinlecektir. Ben Wilshere'ın oynamasından yanayım yine. Ne kadar çok oynarsa o kadar iyi olacaktır.

Gelecek hafta bir kilit noktası. Manchester United Tottenham deplasmanına gidiyo bizde West Ham. Eğer Manchester United Tottenham'ı geçerse zaten tamam ben bu sene max 2 mağlubiyetle şampiyon olurum diyecek. Ama tersi bir sonuçta biz devreye girebiliriz. Bu çok önemli.

06 Aralık 2010

Manchester United Maçı ve Değerlendirme

5 hafta öncesinde kendimize rakip olarak görmeye çekindiğimiz o kadar güçlü bir Chelsea vardı ki, açıkcası öyle bir takım karşısında bu takımın şampiyonluk yarışı yapamayacağının çok açık olduğunu düşünüyorduk. Ancak 5 hafta içerisinde işler tamamen tersine döndü, içeride Tottenham maçını vermemize rağmen 16.hafta itibariyle liderlik koltuğuna oturduk, Chelsea'yide 2 puan geride bıraktık.

Bu tabloda artık en büyük rakibimiz Manchester United gibi gözükmekte, çok tecrübeli bir kadroya sahipler, Ferdinand-Vidic gibi dünyanın en iyi ikililerinden birine sahipler, bize karşı sağladıkları en büyük avantajda bu ikili ve kalecidir bence. Bunun yanında geçmiş yıllarda Ronaldo+Rooney kombinesiyle döktüren takımdan Ronaldo'nun gitmesiyle birlikte takımın eski akıcı gücünü kaybettiği geçen yıldan bu yana ortada.

Kadro kalitesinin ve tecrübesinin yanısıra, Manchester'ın geçmiş yıllarda bize karşı sağladığı en büyük avantajlardan biride tabii ki Ferguson'un hakemler üzerinde yarattığı büyük etkiydi. Ancak artık son yıllarda Wenger'inde bu durumda Ferguson'dan aşağı kalır bir yanı olmadığını görüyoruz. Bu nedenle bu konuda artık bir dezavantajımız kalmadı.

Kadrolar için daha erken olsa da, Fabregas'ın Manchester United maçına yetişeceği belli gibi. Bu bizim için çok önemli çünkü o bölgede rakibin oldukça güçlü oyunculara sahip olduğunun farkındayız hem defansif hem ofansif açıdan ortasahada oyunun hakimiyetini, Arshavin-Song-Wilshere-Fabregas-Nasri 5 lisi ile ele almak lazım. Ancak belki bu maç Wilshere için biraz fazla ağır gelebilir mi diye düşünmek lazım, orada her ne kadar 22 yaşında olsa da 4.5 yıldır Arsenal A takımıyla çok önemli maçlara çıkmış bir Denilson gerçeği var, defansif açıdan o bölgede Wilshere'dan daha korakor savaşabilecek birisi. O nedenle o tercih edilecektir tahminim.

Bu maçta Fabregas-Arshavin-Nasri üçlüsünün de savunmada büyük işler yapmak zorunda olduğunun farkındayız. Çok fazla top kaybı yapan bir Arshavin örneği var önümüzde, bu maçta hücuma çıkarken yapılacak her top kaybı, müthiş bir kontra takımı olan Manchester United'a pozisyon verecektir. Bunu gözardı etmemek lazım.

Ben oyunun genelinde sahada kontrolü ele alacağımızı düşünüyorum, bunu Fergusonda düşünüyordur bence. Ancak elinizde Rooney gibi bir silah ve onu besleyecek ortasaha oyuncularınız varsa bence oyun hakimiyeti çok ciddi bir sorun yaratmıyor. Tabii ki karşı tarafından Squillaci-Koscielny gibi bir stoper ikilisi varsa. Duran topların önemini belirtmeye gerek yok. Ancak Manchester temel amacı bizim defans ikilimizi Rooney ve belkide Berbatov'la birlikte patlatmak olacak. Yeri geldiğinde önde basıp top tekniği zayıf olan stoperlerimizi uzun oynamaya sevkedicekler.

Büyük maçlarda en önemli şey efektif olmak. Geçen yılki Manchester deplasmanını hatırlayın maç boyu mükemmel bir futbol oynayan Arsenal ancak maçı kazanan Manchester United. Artık bu düzey futbolda basit hatalara ve çok net gol pozisyonlarının kaçmasına yer yok. Bizde bu kalite var, yeterince tecrübemiz ve kuvvetimiz de var. Bu maçta asıl korkması gereken Manchester United. Çünkü şu anda Premier Lig'in en iyi ortasahası Fabregas ve şu anda Premier lig'in en formda oyuncusu Nasri Arsenal ortasahasında oynuyor.

Haftaiçindeki Partizan maçında Nasri, Arshavin, Song ve Chamakh'ın kesinlikle dinlendirilmesi lazım. Herkese iyi haftalar.

28 Kasım 2010

Takım ve Fikstür Değerlendirmesi

8 deplasman 7 içerde oynadık şu ana kadar.

Man City-Everton-Aston Villa-Liverpool-Chelsea-Blackburn-Volves-Sunderland

5 galibiyet 2 beraberlik 1 mağlubiyet bu deplasman fikstürü için oldukça iyi. Man City-Everton-Aston Villa üçlüsünden 9 çıkarabilecek bir takım olduğunu sanmıyorum dünyada.

İçerde üç maç verdik. Tottenham-W.B.A-Newcastle. Normalde en kötü ihtimal 7 puan yazılırdı bu 3 maç için 0 puanla dönmek garip.

Ancak Emirates formu her zaman yoluna girer bir şekilde, zaman zaman uzun beraberlik serileri olmuştur kendi evimizde. Ancak her zaman yoluna girmiştir, uzun süredir yoluna girmeyen tek şey deplasman formumuzdu. Bu yıl şimdiye kadar onu iyi yakaladık. İçerde Fulham ve deplasmanda Manchester United maçlarımız var. Tabii ki 2 gün sonra içerde çok önemli Wigan'la Carling Cup maçımızı da unutmayalım. Bu sene ne olursa olsun kupa istiyoruz.

Oyuncu bazında baktığımız zaman takımın çok geniş bir kadroya sahip olduğunu görüyoruz. Herkes fit olduğunda zaten bu takımın yedek kulübesi de şampiyonluğa oynar.

Bu yılki artılar

1) Nasri: Bence Premier lig'in en formda oyuncusu şu anda.

2) Wilshere: Ortasahanın yükünü 18 yaşında böylesine çekebilen bir oyuncu daha yok.

3) Chamakh: Sağlam, kaliteli, sakin. Uzun süredir hava toplarında çektiğimiz eksikliği defansif ve ofansif anlamda gidermek için çalışıyor. Fit olduğu zaman 90 dakika boyunca kovalıyor.

4) Sagna: Kaya gibi.

Bu yılki eksiler

1) Fabregas: Premier lig'in en iyi ortasaha oyuncusu. Ama sürekli sakatlanıyor. Yeterli verimi alamıyoruz.

2) Van Persie: Sakatlık sorunları ile uğraşıyor, bu yılda pek faydalı olamadı. Chamakh varken oynaması zor bu sistemde.

3) Clichy: Pozisyon hatası çok yapıyor, defansta sıkıntı yaşatıyor.

4) Kos-Squ-Fabianski: Fabianski yan toplarda çok etkisiz. Kos ve Squ da hava toplarında yetersiz kalıyorlar.

5) Sezona çok iyi başladı ama ortalarda yok yine.

Gördüğümüz gibi herşey dört dörtlük değil. Zaten herşey dört dörtlük olsa şu ligde bu takımın şu anda 7 puan fazlası vardı 2.den.

Şimdi önümüzde önemli iki lig maçı var. Eğer Manchester United'ı deplasmanda geçebilirsek, bu takım bu sene ben şampiyon olurum diyecek. Ancak Rooney formda Berbatov'lu bir Manchester United'ı deplasmanda yenmek zor gibi gözüküyor. Önemli olan bu süreçte kaybetmemek, ekstra puanların dışında garip işler yapmamak. Fabregas'ın yokluğunda Rosicky'nin de orada temiz oynamasını dilemek.

Herkese iyi haftalar.

08 Kasım 2010

Sorun Nerde

Artık bu kayıpla birlikte şampiyonluk şansımızın kaldığını düşünmüyorum açıkcası. Şampiyon olucak bir takım içeride 2 tane zayıf rakibine yenilmez. Hatta ilk 4'e girecek takım bile evinde bu maçları kaybetmez.

Bu maçtan sonra artık bu Koscielny ve Squillacı hakkında kararımı verdim. Olurlarsa Sunderland'in falan stoper ikilisi olurlar. Azıcık iyi bir forvet anında dağıtıyor. Özellikle bu maçta Squillaciye edilen küfür hiçbir Arsenal oyuncusuna edilmemiştir.

Fabregas çok çok kötüydü. Walcott kötüydü. Arshavin gibi bir oyuncuyla başlamamak yanlış. 1.0 yenik durumdayız. Chamakh gibi hava toplarında etkili olan bir adam çıkıyor yerine hazır olmayan Van Persie giriyo. O giricekse Chamakh'ın yanına gelsin üstüne de Bendtner'ı al. Bu kadar durağan bir oyun varken Bendtner'ı almak için 70 dakka beklemek nası bi akıl çözemedim.

Savunmadan topu gerektiği hızda çıkaramamız Carroll'un bizi dağıtması. Bizim görmekten yorulduğumuz, Fabianski'nin yemekten yorulmadığı bir gol yedik. Onun dışında Newcastle'în pozisyonu yok zaten.

Ben bu takımdan daha fazlasını bekliyodum. Ama yeterince konsantre ve fit olamıyoruz bir türlü. Bu Wenger'in görüşü. Benim görüşüm de bu takım şampiyonluk yarışı için yetersiz bir kadroya sahip. Takımın en iyi oyuncusu her maç 18 yaşını yeni dolduran Wilshere oluyosa bir sıkıntı var demektir.

Wenger'in yaptığı işi dünyada yapan yok. Ama bazı gerçekleri kabul etmek gerekiyor artık heralde. Newcastle ve Volves maçlarından 6 puanla çıkıp liderin 2 puan gerisinde olmak varken. Bu halde olmak senelerdir bu takımı takip eden taraftarlar için üzüntü verici.

Umutsuz olmak yok. Ama realist olmak şart.

30 Ağustos 2010

Fikstür Lig Ve Deplasman Değerlendirmesi

Bu ligde en önemli olan maçlar tabii ki deplasmanlar. Emirates'te oynadığımız maçlardan ne kadar farklı olduğunu görüyoruz, ki bu seneki olgun kadromuzla Emirates'te rakiplerin çok fazla şansı yok.

Deplasman maçlarını 5 gruba ayırmak gerekiyor.

1) Chelsea-Manchester United-Manchester City

2) Tottenham-Liverpool

3) Everton-Aston Villa

4) Birmingham-Blackburn-Fulham-Bolton-Stoke City-West Ham-Sunderland-Newcastle

5) Blackpool-Volves-W.B.A-Wigan

Hedef şampiyonluksa eğer, 5.grubu full geçmek gerekiyor. Çünkü teknik kapasite olarak oldukça vasat takımlar, ancak buna rağmen kendi evlerinde sorun yaratabiliyorlar. Ama içerde dışarda pek tartışması olmaması gereken takımlar.

En sıkıntılı grup aslında 4.grup. Bu maçları deplasmanda kazanmak gerçek bir efor istiyor, geçtiğimiz yıllardan bolca gördük, bu yılda Blackburn maçıyla bu kapıyı açmış olduk. Gerçekten zor takımlar. En kötü oynadığımız maçtan bile en azından 1 puan çıkartmamız gerekiyor. Hepsinden kat kat daha güçlüyüz gerçek konsantrasyonumuzu sahaya yansıttığımızda buradan en az kayıpla çıkarız. Şampiyonluğun büyük ölçüde belirlendiği bölüm bu bölüm.

3.grup bu sene azalmış olsa da, bu takımların gücünü yadsıyamayız. 4. ve 5. grup sonuçlarına göre bu maçlarda alınacak 1 puan sezon sonunda avantaj olabilir. Ama tabiiki hedef her zaman 3 puan.

2.gruptaki deplasmanlarda 1 puan gayet iyi bir sonuç, 3 puan işin kaymağı oluyor. Liverpool'u 1 puanla kapattık. Tottenham deplasmanından da alınacak 1 puana hayır denilebileceğini sanmıyorum.

1.grup şampiyonluk rakiplerimiz özellikle Chelsea ve United deplasmanlarında alınacak 1 puanın oldukça büyük etkisi oluyor. Bu deplasmanlardan puanla çıkmak zor olsa da yapmadığımız birşey değil. Bir 3 puan yerine bu 3 deplasmandan beraberlikle çıkmayı tercih ederim. Bu tabloda şampiyonluğa ulaştırır bizi zaten.

Emirates'te ise namağlup bir sezon bekliyorum kesinlikle. Tablo da iyimseriz. Önümüzdeki fikstüre de biraz bakalım.

Bolton - Sunderland(dep) - W.B.A - Chelsea (dep)

İşte bu ligin nasıl karmaşık bir lig olduğu ortada. İki kolay maç, iki çok zorlu maç. Maç maç gidiyoruz bu sene, olabileceğin maksimumunu çıkartmak lazım. 4 maç 8 puan iyidir. Hadi hayırlısı.

24 Ağustos 2010

Blackburn Deplasmanında Van Persie'mi Chamakh'mı?

İkisi birden de bir seçenek ama, kanattaki hızımızı yavaşlatacağından dolayı Wenger'in bunu yapmasına ihtimal vermiyorum.

Chamakh hava toplarında çok iyi, duvar oyununu Van Persie'den daha iyi oynayabilen aynı zamanda bol gol pozisyonuna girme sezgisi olan efektif bir forvet.

Van Persie ise çok üstün yetenekleri, müthiş bir sol ayağı, duran toplardaki ustalığı, gol yollarındaki kalitesi ortada olan bir oyuncu. Ancak fiziki olarak rakip stoperlerden yetersiz durumda olması özellikle deplasmanlarda bazen uzun top oyununa başvurmak zorunda kaldığımızda onu etkisiz hale getirebiliyor.

Blackburn'e karşı Van Persie'nin en az 10 golü vardır bugüne kadar, ben olsam rakip Blackburn olduğu için Robin'le başlardım ancak diğer deplasmanlarda fikrim değişebilir.

Sizlerin fikirleri neler bu konu hakkında.

23 Ağustos 2010

Transferler ve Son Durum

İyi bir haftayı tamamladık. Gördüğümüz gibi Manchester United'da Fulham deplasmanında puan bıraktı. Zorlu bir lig bu, puan kayıplarını minimuma indirmek durumundayız, gereken yerde puan kaybetmeliyiz. Örneğin Liverpool deplasmanındaki oyuna ve duruma göre kaybedilen 2 puan iyidir, minimum zararla yolumuza devam etmek zorundayız.

Geçen yıllara göre ortasahamızın olgunlaşan oyuncuları ileri bölgedeki alternatiflerimiz bize çok büyük avantaj sağlıyor ve ilerleyen bölümdede sağlayacak. Rosicky'nin müthiş bir sezon başı hazırlık kampı geçirip takıma gelmesi, Wilshere'in bu yıl belki dünyadaki en flaş genç yeteneklerden biri olması, şu anda sakat olan Nasri ve as oyuncular ile avrupadaki en kaliteli ortasaha rotasyonlarından birine sahip olduk. İleri uçta kendini geliştiren Walcott, Arshavin, Van Persie,Chamakh, Vela, şu anda sakat olan Bendtner gibi çok kaliteli alternatiflere sahibiz.

Defans konusunda yaşadığımız sıkıntı ise bugün kesinleşen Squillaci transferiyle artık son bulacak gibi gözüküyor. Squillaci-Djourou-Koscielny-Vermaelen 4'lüsü stoper konusunda bize yetecektir, beklerin kalitesi de ortada.

Şu anda tek sorun kalede, herkesin gözü de Shay Given isminde olur mu olmaz mı bilemiyorum. Ancak eğer kaleye transfer gerçekleşecekse bunun en kısa sürede gerçekleşmesi gerekiyor. Bu dönem Almunia ve Fabianski'yi çok yıprattı

Tabloda iyimseriz, haftasonu zorlu Blackburn deplasmanında ayrı bir teste tabi olucaz. Artık tek hedefimiz var o da kazanmak.

16 Ağustos 2010

Genel Değerlendirme ve Bu Sezon

İddialı bir sezon başlangıcı yapabildik mi diye sormak lazım? Gerçek ilk 11'den hangileri yoktu sahada? Van Persie-Fabregas-Song, bunlar takımın en önemli oyuncuları zaten. Buna rağmen böyle bir başlangıç iyidir, Liverpool deplasmanında her zaman 0 puan tehlikesi vardır. Yenilgiyle başlamak kötü olurdu, şimdi kolay bir maçla önümüze bakacağız.

Bakmamız gereken en önemli şey, Koscielny'nin Vermaelen'le kurduğu birliktelik. Öncelikle Koscielny yetenekli bir oyuncu burası çok açık, sezileri iyi, top tekniği ortalamanın üstünde pozisyon bilgisi iyi. Liverpool gibi zor bir deplasmanda iyi iş çıkardı. Bundan daha ötesi Tevez, Rooney ve özellikle belalımız Drogba karşısında yapacakları, bunu da zaman gösterecek onun ötesinde bir sıkıntı olacağını sanmıyorum. Clichy ve Sagna bu sene daha iyi oturacaklar bence dünya'nın en iyi ilk 5 beki arasında olabilecek kapasitedeler.

Gallas-Toure-Adebayor gibi sorunlu oyuncular artık yok. Takımda müthiş bir birliktelik söz konusu. Maçta tek dikkatimi çeken şey Sagna'nın Diaby'e topla çok oynamasından dolayı attığı fırçaydı, olmaması gerekirdi ama Diaby ekran başındakileri bile delirtti.

Diaby'e değinmek gerekiyor, bu kadar rahat çalım atabilen bir oyuncu daha görmedim açıkcası. Müthiş bir tekniğe sahip ama hala gereksiz yere bu işleri yapıyor, Fransa Milli Takım oyuncusuna bu yakışmıyor, bu maçtan sonra eminim Wenger gerekli uyarıyı yapmıştır.

Cumartesi Emirates'e çıkıyoruz. Herkese iyi haftalar.

03 Ağustos 2010

Sezon Başlarken -1-

12 gün kaldı ilk lig maçımıza Liverpool deplasmanına gideceğiz. Fikstür hesaplarını daha sonraya bırakacağım, ilk maçtan itibaren puan hesaplarına kafa yormaya başlayacağız yine.

Biraz oyunculara bakalım, öncelikle 1 sezon daha tecrübelendi hepsi, sezon başı hazırlık kampında ve dünya kupasında gördük. Muhtemel kadromuzu yapalım;


Kaleci: Almunia 33 yaşında. En çok tartışılan bölgemiz. Ben kötü bir kaleci olduğunu düşünmüyorum ancak, Arsenal'in 1 numarası olcak kariyere sahip değil. Transfer gelmezse yer onundur.

Sağ bek: Sagna 27 yaşında, tecrübeli bir oyuncu Fransa milli takımının hiç tartışmasız sağ beki. Pek fazla söylenebilecek bir şey yok hakkında. Karakteri saha içindeki özverisinin farkındayız zaten. Bu sezon ondan maksimum bekliyoruz.

Sağ Stoper: Koscielny 25 yaşında, yeni transferimiz Emirates Cup'ta kötü bir görüntü çizmedi, Legia Warsaw maçında da izleyeceğiz, iyi bir oyuncu olduğu kesin ancak uyum süresini Vermaelen gibi kolay atlatabilecek mi göreceğiz. Bence Wenger'in tercihi bu yönde olacak.

Sol Stoper: Vermaelen 25 yaşında, hakkında ne söylesek az gelir bence, Belçika milli takımı kaptanı, saha içindeki davranışları, karakteri, yetenekleri, futbol bilgisi, herşeyiyle tam bir top-class oyuncu. Arsenal'e ileride kaptan olacak yegane adamlardan biridir. Allah sakatlık vermesin.

Sol bek: Clichy 25 yaşında, çok uzun süredir Arsenal'de, geçen yıl ciddi bir sakatlık problemi yaşadı, şimdi oldukça fit görünüyor. Arsenal'in her zaman en çalışkan isimlerinden biridir, hala da öyle, artık kendisinin önemli bir rakibinin olduğunun farkında eğer maksimumu veremezse Gibbs o formayı giyer bir daha da zor çıkartır.

Önlibero: Song 23 yaşında, geçen yıl izlediğimiz Song'un üstüne söz söylemek pek yakışık almaz, bu yılda daha da olgun bir Song göreceğimizi umuyorum. Başarının kilit bölgelerinden biri olan bir mevkide oynuyor, güveniyoruz.

Ortasaha: Fabregas 23 yaşında, bu transfer söylentileri onu nasıl etkiledi göreceğiz, Nasri'nin o mevkide ne kadar çok oynamak istediği çok açık, takımın kaptanı nasıl bir reaksiyon verecek göreceğiz.

Ortasaha: Diaby 24 yaşında, bu yaz dünya kupasında Fransa'nın en iyisiydi. Takımın yetenek ve teknik altyapı olarak Van Persie ile birlikte en iyi oyuncularından biri, bu sene bizim için çok büyük bir anlamı olacak.

Sağ açık: Nasri 23 yaşında, sezon öncesini müthiş geçiriyor. Kaydettiği gelişme inanılmaz. Asıl mevkisi olmamasına rağmen onun yeteneklerinden faydalanmak gerekiyor.

Sol açık: Arshavin 29 yaşında, nasıl bir allah vergisi yeteneği olduğundan bahsetmeye gerek yok. Arshavin gerçek performansını sergilerse bu takım kupa kazanır, bu kadar basit.

Forvet: Van Persie 27 yaşında, aslında Chamakh'ın kendisinden bazı artı özellikleri olmasına rağmen, kornerler ve frikikleride efektif kullanabilen bir forvet oyuncusu olduğundan Van Persie'yi hiç tereddüt etmeden yazdım. Artık gol krallığında ismi geçen bir Van Persie istiyoruz bu yıl, bu yetenek bunu hakediyor.

Kısaca 4.3.3 formasyonu ideal kadrosu budur. Her mevkinin çok kaliteli yedekleri mevcut, bu kadro çokca değişkenlik gösterecektir. Bunu zamanla göreceğiz. Takımın yaş ortalaması 25.81, artık tam kıvama geldik, bu yıl birşeyler olacak olmalı.

28 Haziran 2010

Dünya Kupası Değerlendirmesi -1-

Aslında bu dünya kupası yavaş yavaş bizim oyuncularımızında tecrübeli statüsüne girdiğini gösteriyor. Eskiden Van Persie takımın ana forveti olarak düşünülmezken artık tartışmasız Hollanda'nın tek forvet bankosu. Fransa'da Sagna banko görünüşe bakılırsa Diaby'de öyle. Arshavin olsaydı Rusya'nın yıldızı olacaktı. Nasri'yi almayıp 1234 tane stoper ve ortasaha oyuncusu alan Domenech'e tebrikler. Walcott'u almayıp Defoe, Philips gibi müthiş futbolcuları kadroya alan deha Capello'da görüldüğü gibi müthiş başarılı oldu. Genel olarak iyi devam ediyoruz.

Oyuncu performansları olarak turnuvanın şu bölüme kadar ki yıldızı tartışmasız Mesut Özil ve Müller'dir, onun dışında yıldız çıkarabilecek bir performans izlemedim. O nedenle bizim oyuncularımızında pek parladığını söyleyemem. Ancak böyle kötü bir turnuvadan oyuncu karalamakta pek doğru olmaz. Vela her zamanki gibi hayal kırıklığı oldu. Söylenecek pek birşey yok. Song'u yedekte bırakan Le Guen'de 28 farklı takımla başarısız olma rekorunu böylelikle egale etmiş.

Bundan sonra tabii ki Van Persie'den yana olacağız. Pek parlak bir performans göstermeseler de bu noktadan sonra herşey farklılaşabilir.

Dip Not: Laurent Koscielny bu hafta içinde açıklanacak. Bilen varsa anlatsın.