Vito Mannone etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vito Mannone etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ekim 2009

25 Ekim 2009 West Ham 2-2 Arsenal (Premier Lig)




1.kalecinin Almunia olduğunu anlamak için 2.0'dan maç mı vermek gerekiyordu Wenger?

Maçın özeti de aşağı yukarı budur herhalde.

Hakemin uydurduğu penaltı ve frikikten, Robin'den falan bahsetmiyorum, 2 yıl önceki Birmingham maçıyla benzerliklerini bulmanız için de size soru yöneltiyorum.

Bundan sonra Wenger eğer sözünün eriyse, eğer Arsenal'in şampiyonluk yolunda 21 yaşında kaleci denemesini bu kadar abartabiliyorsa, Tottenham maçına da Mannone ile başlar. Hadi bakalım.

06 Ekim 2009

Mannone: "Kolaylıkla Kiralık Gidebilirdim"


Vito Mannone bu sezon Arsenal adına kahramanvari işler yapmak yerine Championship'te kiralık oynayabilirdi.

İtalyan kaleci Lukasz Fabianski'nin sakatlığına kadar kiralık gitmeyi seçenekleri arasında ağırlıklı görüyordu. Bir anda kendini Manuel Almunia'nın yedeği olarak bulan Mannone çok geçmeden Almunia'nın da sakatlanmasıyla A takım kalesini korumaya başladı.

Hikayenin geri kalanında Craven Cottage'da 1-0 kazanılan Fulham maçındaki müthiş oyunu, Şampiyonlar Ligi'nde Olimpiakos'a karşı Emirates Stadı'nda sahaya çıkması ve haftasonu Blackburn maçında kaleyi korumasına rağmen kendisi herşeyin çok başka olabileceğini de açıkladı.

Blackburn maçı öncesi resmi maçgünü programına konuşan Mannone şunları söyledi:

"Evet yazın kiralık gitme konusunu konuştuk. Wenger bir yerlerde oynayarak benim seviyemi görmekten memnun olacağını söyledi."

"Şimdi ise işler değişti. Farklı bir konumdayım. Ama yazın tecrübe kazanmak için kiralık olarak gitmeyi düşünüyordum. Ancak Arsenal A takımında 5 maç oynayarak edineceğiniz tecrübe, Championship'te oynayacağınız 3 aya eşit."

"Birkaç takımla görüşüyordum, Fabianski'nin sakatlanmasıyla bana kalmam gerektiği söylendi. Arkadaşınızın sakatlanmasından memnun olmamalısınız ancak bu da oyunun bir parçası futbolda olan birşey."

Mannone'nin Fulham karşısında oynadığı oyun Arsenal tarihine altı çizilerek geçecek bir kalecilik performansıydı. Peki İtalyan kaleci maç sonrasında kutlamaları nasıl yaptı?

"Sadece ailemin yanına gittim ve sevincimi onlarla paylaştım. Ailemle beraber akşam maçı bir kez daha izledik ve hepimiz çok mutluyduk. Etrafımda olup bitenleri size anlatmam çok güç. Birkaç gün mutluluktan çıldırmış gibiydim. Ancak şimdi ayaklarım yere basıyor ve sıkı antremanlara devam ediyorum."

"Fulham maçı sonrası soyunma odasına gittiğimde tüm oyuncular benim adımı haykırıyordu. Çok mutlu olmuştum. Takım arkadaşlarınızın sizden memnun olması, sizinler gurur duyması en güzel şeylerden biridir. Kaleciler için en önemli şey takımın size güven duymasıdır. Başarılı işler yapmanız onlar için önemli. Çünkü daha rahat oluyorlar ve istediklerini yapabiliyorlar. Biliyorlar ki arkada ben varım. Ben onlar için bazı sorunları hallediyorum, onlarda benim için aynı şeyi yapıyorlar."

"Şu anda benim için Gianluigi Buffon'un veliahtı diyorlar. Benim için büyük bir onur bu. Ancak ben antremanlarıma ve kurtarışlarıma devam ettiğim sürece Vito'yum, başka biri değil."

26 Eylül 2009

26 Eylül 2009 Fulham 0-1 Arsenal (Premier Lig)



Mannone

Sagna-Gallas-Vermaelen-Clichy

Song

Fabregas-Diaby

Bendtner-Van Persie-Arshavin

İlk yarı da bölüm bölüm üstünlüğü Fulham ele geçirip tehlikeli pozisyon yarattı, Mannone çok iyi çıkardı bu pozisyonları, ayrıca maçın adamı da kendisi idi. Neredeyse net gol fırsatımız yoktu ilk yarıda.

İkinci yarı da biraz daha forse etmeye başladık oyunu, 52. de Fabregas'ın nefis pasında Van Persie'nin müthiş kontrolü ve sağ ayakla vuruşu golü getirdi. 1.0.

Daha sonra Fulham'ın bilinçli bölüm bölüm müthiş temposu, duran toplardaki etkinliği bize büyük sıkıntı yarattı, ancak bunları Mannone engelledi.

Ağır eleştirilerde bulunacağım bu maçla ilgili;

1) Müthiş uyumsuz bir geri 4'lü performansı izledik ki bugün, buna Vermaelen de dahildir. Ortalamanın az üstünde biri uzun(Zamora) biri kısa(Johnson) forvete gelen her degajda yenilmek, Arsenal gibi hedefi şampiyonluk olan bir takıma yakışmadı.

2) Ortasahanın, Diaby-Song-Fabregas'ın savunmayı adeta bir gölge savunma olarak algıladıkları bir maç izledik, degajdan dönen toplar, ikinci toplar, rakibe set hücumlarında rahatça top dolaştırma imkanı, bunlarda hiç yakışmadı.

3) Arshavin'in geldiği günden bu yana sergilediği en kötü performans bu olsa gerek, onu yeni sakatlıktan çıkmasına verebiliriz.

4) Van Persie'nin yetenekleri ortada, attığı golü dünyadaki en iyi 10 golcü ancak atabilir herhalde. Ama bu onun rakip savunmayı bir gölge gibi takip etmesini gerektiriyor mu? Bu da onun için büyük bir eksiydi bugün.

5) Diaby'nin yeteneklerini de hiç konuşmaya gerek yok ki. Her türlü sohbette en çok arkasında duranlardan biri olarak söylüyorum, şut çekeceği yerde pas veren, pas vereceği yerde çalım, şut atan ve big four'da bu kadar şans verilen bir oyuncu daha bilmiyorum, bilen varsa söylesin.

6) Gallas, senelerce Fransa milli takımında, Chelsea'de, Arsenal'de oynamış kaptanlığa kadar yükselmiş biri olarak, her yapılan çapraz koşuya kanan, hiç bir kafa topu alamayan bu kadar pasif bir maç çıkaran bir başka performans şu anda hafızam da değil.

7) Sagna, ilk geldiği sene müthiş bir ofans+ defans performansıyla bizleri büyülemişti, ikinci yıl biraz sıkıntılı ve üçüncü yıl bu sıkıntı devam ediyor, bugünün gene en pasif oyuncularından biri.

8) Bu kadar kötü bir maçta, Mannone ile birlikte hafif ışık veren tek oyuncu diyebiliriz.

Bu kadar kötü oynanan bir maçta kazanmak elbette ki güzel ancak hiç bir zaman skor taraftarı olmadığımızı da belli etmek için bu yazıyı yazma gereği hissettim.

Her takımın kötü oynamaya hakkı vardır, ancak bu kadar kritik bir haftada bu kadar kötü oynamaya hakkı var mıdır bilemiyorum.

Olimpiakos- Blackburn- Birmingham, toparlanmak için çok çok makul bir üçlü. Kazanacağımızı biliyoruz. Çünkü bu takıma güveniyoruz.

Wigan preview postunda yazdığımız 8 maçlık lig fikstürüne bir (+) daha koyma zamanı.

Herşeye rağmen tebrikler.