Mannone
Sagna - Djourou - Gallas - Traore
Eboue - Ramsey - Denilson - Rosicky - Bendtner
RVP
Sagna - Djourou - Gallas - Traore
Eboue - Ramsey - Denilson - Rosicky - Bendtner
RVP
Maça bu 11'le başladık. İlk yarı çokta etkili olduğumuzu söylemek güç. Birkaç kez A.Madrid uzun top ve Sergio Aguero ile pozisyonlara girdi. İlk yarıda sadece Rosicky'nin neredeyse hazır ve arzulu oluşu göze batan özelliğimiz oldu. Bir önceki Rangers-PSG maçından zaten yeterince sıkılmışken Arsenal maçının da böyle olması hayalkırıklığı yaratmıştı. Tabi ki bunda A.Madrid gibi bir hücum takımının bile 10 kişiyle kapanmasının etkisi vardı.
Ama ne var ki ikinci yarıda yapılan Clichy, Merida ve Wilshere değişiklikleri ile bir anda akıcı oyuna geçiş yaptık. Wilshere tam anlamıyla darmadağın etki Madrid solunu. Çok net 3 gol pozisyonu yarattı fakat golü yapabilen çıkmadı. Bangır bangır gelirken ikinci değişiklikler yapıldı. Bu defa daha ağır abiler girdi oyuna. Eduardo, Arshavin ve Fabregas. İlk başlarda bu üçlü takımın biraz hızını kesti aslında. Takım bir an oturtamadı oyununu. Oyunu kimin kuracağı karıştı. Fabregas mı Wilshere mi Arshavin mi? Biz bunun ayarlamasını yaparken ise Atletico birkaç pozisyon buldu. Mannone ise iyi işler çıkardı. Maçın hakkının ikinci yarıdaki oyunla Arsenal galibiyetinin olduğunu kör adam anlardı. Maçın son bölümlerinde ise gelişen hızlı atakta önce Eduardo kendine kafasıyla indirdiği topu Fabregas ile buluşturdu. Fabregas ise uzak direkteki Arshavin'i gördü. Arshavin de gelişine voleyle topu ağlarla buluşturdu. Maç böyle bitecek derken savunmanın bir an dalgınlığı ile atılan ara pasında Pacheco rahat bir golle beraberliği sağladı. Yine maç bitti dedik ama birini unuttuk. Arshavin. İnanılmaz bir pas arası yaptı. Önce kaleciden topu kurtardı sonra da neredeyse sıfırdan golü yazdı. Tekrarı sadece Arshavin'e bakarak izlerseniz oyun zekasını görebilirsiniz.
Geç gelen gollerle kazanılmış bir maç. Turnuvaya galibiyetle başladık. Göze batan oyuncular Wilshere ve Arshavin elbette. Bu galibiyetlerin devamı gelecektir. Bundan eminim.
Ama ne var ki ikinci yarıda yapılan Clichy, Merida ve Wilshere değişiklikleri ile bir anda akıcı oyuna geçiş yaptık. Wilshere tam anlamıyla darmadağın etki Madrid solunu. Çok net 3 gol pozisyonu yarattı fakat golü yapabilen çıkmadı. Bangır bangır gelirken ikinci değişiklikler yapıldı. Bu defa daha ağır abiler girdi oyuna. Eduardo, Arshavin ve Fabregas. İlk başlarda bu üçlü takımın biraz hızını kesti aslında. Takım bir an oturtamadı oyununu. Oyunu kimin kuracağı karıştı. Fabregas mı Wilshere mi Arshavin mi? Biz bunun ayarlamasını yaparken ise Atletico birkaç pozisyon buldu. Mannone ise iyi işler çıkardı. Maçın hakkının ikinci yarıdaki oyunla Arsenal galibiyetinin olduğunu kör adam anlardı. Maçın son bölümlerinde ise gelişen hızlı atakta önce Eduardo kendine kafasıyla indirdiği topu Fabregas ile buluşturdu. Fabregas ise uzak direkteki Arshavin'i gördü. Arshavin de gelişine voleyle topu ağlarla buluşturdu. Maç böyle bitecek derken savunmanın bir an dalgınlığı ile atılan ara pasında Pacheco rahat bir golle beraberliği sağladı. Yine maç bitti dedik ama birini unuttuk. Arshavin. İnanılmaz bir pas arası yaptı. Önce kaleciden topu kurtardı sonra da neredeyse sıfırdan golü yazdı. Tekrarı sadece Arshavin'e bakarak izlerseniz oyun zekasını görebilirsiniz.
Geç gelen gollerle kazanılmış bir maç. Turnuvaya galibiyetle başladık. Göze batan oyuncular Wilshere ve Arshavin elbette. Bu galibiyetlerin devamı gelecektir. Bundan eminim.
