Arsenal V Fenerbahçe (Transfer Stratejileri)

Arsenal ve Fenerbahçe’nin 2004’ten bu yana izledikleri transfer harcamalarına bakalım önce. bu rakamlar takımın alışlarıyla satışları arasındaki farkın rakamlarıdır.
2008-2009
Fenerbahçe: -19,500
Arsenal: -150

2007-2008
Fenerbahçe: -8,450
Arsenal: +18,750

2006-2007
Fenerbahçe: -11,200
Arsenal: + 3,475

2005-2006
Fenerbahçe: -9,200
Arsenal: -17,770

2004-2005
Fenerbahçe: -16,850
Arsenal: -3,085

Yani özetle, hiçbir sezon Fenerbahçe artıya geçememiş. Devamlı bir zarar var. Birileri gidip her sezon Roberto Carlos, Guiza forması alıyor da bu rakamlar pek ortaya çıkmıyor. Ya da önemsenmiyor. Biz eğer müşteri olarak görülüyorsak, para ödediğimiz şirketin kar etmesini, bizim ödediğimiz keyfi ücretler dışında kendini var edebilmesini, artı değer üretmesini beklemek hakkımız değil mi?

Dünya takımı denen Arsenal'in bu sezon toplamda kasasında oluşan hasar sadece 150.000 euro. Birileri gitmiş, birileri gelmiş ve bu meblağ harcanmış.

Bu beş senede Fenerbahçe'nin oyuncu satımlarından sonra kasasından çıkan para;65 milyon euro. Yani Kezman'ı almış sonra onu satıp Guiza'yı almışsınız, Appiah'ı alıp sonra satmış başkasını almışsınız. Bu oyuncu değişimi sonucu 65 milyon euro harcamışsınız. Peki bu dönemde Arsenal ne kadar harcamış? harcamamış kasasında 1 milyon euro fazladan eklemiş.

Yani son beş senede fenerbahçe 65 milyon euro zarar, arsenal 1 milyon euro kar etmiş. Bu dönemde Arsenal Premier League'de şampiyonluk için mücadele vermiş, Şampiyonlar Ligi finali oynamış. Fenerbahçe kendi liginde 2-3 kez şampiyon olmuş, 1 adet de şampiyonlar ligi çeyrek finali var.

Aziz yıldırım'ı eleştirelim. ama doğru eleştirelim. Roberto carlos kötü oynuyor diye değil, yanlış transfer stratejisinin ürünü olduğu için eleştirelim. Arsenal ve Fenerbahçe arasındaki bu dengesizlik, bu abukluk bu sene oluşmadı ki. tek sebebi de Guiza transferi değil.

Şimdi Fenerbahçe'nin gerçekten problemi Josico ve Maldonado transferleri mi? Arsenal'in bizden çok geliri var. Dünyanın her yerinde de forması satılır. Fenerbahçe'yle bir olur mu? Ama adam zirveye oynayıp artı değer üretiyor. İşte bu bir mesajdır almak isteyene.

Ben Roberto Carlos, Appiah, Anelka, Kewell, Lincoln, Baros transferlerini eleştirirken beni deli ilan edeceksiniz, futbolun tek doğrusu sizinki sanacaksınız sonra bu saydığım oyuncularla Avrupa'nın en dandik takımlarına yenilince teknik direktöre sallayacaksınız. İşte bu iki yüzlülüktür.

sen Juventus'tan büyük müsün ki Appiah'ı oradan alırsın? Adam buradayken aklın neredeydi? Arsenal, Chelsea neden dünyanın en büyük sol beki Carlos'u almaz da sen alırsın? Sen kim oluyorsun da ekonomik büyüklük taslıyorsun?

Sen olsan olsan Katar'dan önceki son durak olursun. Bir liverpool'u eğrisi doğrusuna getirir yenersin, dönüşte 8 yersin. Bu anlayışın dönüşte 8 yememesi mümkün değil.

Bütün yazımın temeli de şudur; Abou Diaby Fransa'nın ücra köşesindeki bir mahallede top oynarken mi keşfedildi sizce? Alakası yok. çıktı Fransa ligi'nde oynadı, potansiyeli olduğunu ortaya koydu. Wenger güvendi de aldı. Bunun için Afrika'da dolanmaya, bilmem kaç kişilik ekipler kurmaya gerek mi var. Fransa ligi'nin maç özetlerini izleyen her futbol sever oradaki yıldız adaylarını üç aşağı beş yukarı görür. Önemli olan o yıldız adayını alabilme iradesini göstermektir.

Fener diaby'e talip olsa hemen çıkarlar; bu kim, hangi takımlarda oynamış, kariyeri yok derler. Elbet 20 yaşındaki oyuncunun kariyeri olmaz... Bazıları da çıkar "Diaby de Türkiye'ye kolay gelmez ama" derler. Bok gelmez, niye gelmesin. Diaby gelmezse Alexandre Song gelir, o gelmezse Denilson gelir.

Önemli olan, bu iradedir. Başka bir şey değil.

Bu maç bize bunu anlatıyor. Zaten arsenal bütün dünyaya bunu anlatıyor ya o da ayrı konu.