Maç öncesinde post yazmasamda takımları inceledim. Az çok tahminim beraberlikti. Ama dillendirmedim ki başımıza bir iş gelmesin. Hele ki gündüz oynanan Manu ve Chelsea'nin yaşadığı kayıplardan sonra puan kaybetmemek çok önemli hale gelmişti. Şampiyonlar Ligi kurası postu mesajlarında "alessandro del piero" ile konuşmalar geçmişti. Son mesajımda bu maçları şimdiden konuşmayacağımızı, futbolda herşeyin olabileceğini ve kim bilebilir maçın başında bir oyuncunun kırmızı ve penaltı ile atılmayacağını demiştim. Hay dilimi eşşek arısı soksun. Dileğimin kabul olacağını bilsem başka birşey dilerdim.
Arsenal'in en uzak deplasmanı Newcastle United maçı bu sezon için. 450 kilometre diye okudum. Ayrıca maçtan birkaç gün önce Michael Owen'ın "Böyle gidersek gelecek sezon Blackpool ile maç yaparız." açıklaması maçta neler yaşanabileceğinin sinyallerini veriyordu.
İlk 15 dakikayı yarımyamalak izlememle birlikte etkili bir Newcastle gördüm sahada. Tıpkı bizim küme düşme yarışına giren takımlarımız gibi varlarını yoklarını koyuyorlardı sahaya. 23. dakikada açılan bir ortada Almunia topu tam kontrolüne alamadı ve kaçırdıktan sonra topa hareketlenen Ryan Taylor'ı formasından çekerek düşürdü. Hakem Mark Halsey'de penaltıyı çaldı. Ben Almunia'ya faul yapıldığı için topu tutamadığını düşünüyorum. Bana göre haksızdı. Annemin bir lafı vardır. Elbetteki ekinler saçak vermeden kör buzağı topallamaz değil. Haksızsa atamaz der annem. Topun başına geçen Martins de yanıltmadı ve penaltıyı kaçırdı. Belkide Almunia kurtardı o bilinmez. Bu kaçan ya da kurtarılan penaltı maçın kaderi olmuş olabilir.
İkinci yarıda Clichy'e topsuz alanda yapılan elense doğal olarak hakem tarafından faul ile cezalandırıldı. Arshavin'in ortasında Bendtner çok net bir kafa vuruşu yaptı ve Arsenal'i 1-0 öne geçirdi deplasmanda. Pozisyonlar olmasına rağmen bana göre kısır geçen maç böyle biter diyordum ki biter kelimesini kullanamadan Martins'in golü geldi. Sagna'nın kafasından seken top Martins'te kaldı. Pas atmak isterken Gallas kesti. Gallas uzaklaştırmaya çalışırken Martins topu kaptı bekletmeden vurdu ve skoru eşitledi. Yani gol üstüste gerçekleştirilemeyen hamleler üzerine kuruldu. Golün çok çabuk gelmesi benimde kafamda kuşku uyandırdı. Acaba Newcastle ateşlenir mi diye. Ama Diaby buna RVP ile yaptığı verkaç ile Newcastle'de tedavisi için kenarda bekleyen Taylor'ın boşluğundan çok güzel bir gol attı. Newcastle ne kadar ölüm kalım mücadelesi verse de bu gole diyecek sözleri kalmadı. Oyundan bir anda düştüler. Kalan dakikalarda çok çok rahat top yapan üçe bir pozisyonlar bulan Arsenal'di. 67'de ise RVP yine asistini yaptı. Ancak bu sefer Nasri'ye. Nasri topu alır almaz yakın direkt dibine düzgün bir vuruşla ağları havalandırdı.
Birkaç oyuncuyu değerlendirecek olursak Arshavin kesinlikle takımı taşıma rolünü giymiş üstüne. Takım için herşeyi yapıyor. Ceza sahasında top çalarken de gördük, asist yaparken de, şut çekerken de. Bize faydası oldukça yüksek. Ş.Liginde oynayabiliyor olsaydı şansımız çok daha yüksek olurdu kesinlikle. Diaby çok üzülerek söylüyorum ki bu maçta Hull City maçından da kötüydü. Bakmayın çok önemli bir gol attı ama Türk basını gibi gol atan oyuncuya 8 puan veremeyiz. Çok top kaybetti özellikle de ilk yarıda. Top kaybı pas hatası olarak değil. Ayağındaki topu ikili mücadele ile kaybetti. Kesinlikle bir form düşüklüğü var. Her oyuncunun yaşayabileceği bir düşüş. Önemli olan ne zaman geri döneceği. Ama öyleyken bile kazanıyorsak bu gücümüzü gösterir. Nasri yine takımın maestrosu. Topu Arshavin kadar ayağında tutmasa da yaptığı işler çok faydalı. Ayrıca bu maçta istatistiklere göre takımın Clichy ile beraber 5 top çalmayla en çok top çalan oyuncusu. RVP kesinlikle Arsenal'deki en iyi sezonunu geçiriyor. Henüz bakmadım ama sanırım takımın hem en çok gol atan oyuncusu hem de en çok asist yapan. Ve bana göre bunu Ronaldo gibi serbest oynayarak yapmıyor. Takım oyunu içinde forvet olarak bu istatistikler çok başarılı. Sonra Bendtner. Yani hala karar veremiyorum bu adam çok mu iyi çok mu sıradan. Bazı mental eksiklikleri var gibi geliyor bana. Atmakta geciktirdiği paslar ile gözümden düşerken, fiziğine oranla attığı inanılmaz çalımlar ile büyülüyor. Ona atılan her pası 5 metre ayağından açarak kaptırması ile üzerken, topu ayağına aldıktan sonraki driblingleri müthiş. Umarız birkaç yıla eksiklerini en aza indirgeyecektir.
Her ne olursa olsun bu haftanın en kârlı takımı olacağız. Şampiyonluk gibi bir şansımız neredeyse kalmasa da (insanın 5 maç üstüste beraberliğe içi acıyor) Manu ve Chelsea'nin mağlubiyetleri ile şampiyon kim olacaksa ona yaklaştık. Yarın Liverpool-Aston Villa maçı var ki nereye tükürseniz bize bir yerden faydası olacak. Elbette ilk hedefimiz 4.lüğü rahatlatmak olduğu için Villa'nın puan kaybetmesini istiyoruz. Bu da çok uzak bir ihtimal değil. Tüm Arsenal'lilere hayırlı olsun. Çok keyifli bir haftasonu oldu bizim için. Şimdi uzun bir ara var. En azından A Takım için 2 hafta sonra Manchester City ile döneceğiz. Bu arada milli maçlar olacak. Umarım sakatlarımız iyileşirken takıma yeni sakatlar eklenmez. Bir sonraki maçta görüşmek üzere hoşçakalın :)
maçı izleyemedim malum sebeplerden dolayı. ama iyi gidişimizi bu zor deplasmanda durduramadı helal olsun çocuklara.
YanıtlaSilyarın liverpool'un kazanması çok iyi olur açıkcası.
walcottan ise iyi haber geldi, büyük ihtimalle aradan sonra takımdaki yerini alacak.
valla villareal i rahat eleriz bu oyunu gördükten sonra
YanıtlaSil