Sunderland V Arsenal (1-1)

4 Ekim 2008
17:00

Yayın: Tıklayınız , Spormax

Artık küçük takımların Arsenal karşısında oynayacağı oyun belli oldu. ileride tek forvet bırak, ortasahanın ortasını kalabalık tut, özellikle denilson üzerinde baskı kur, walcott'a dripling yapacak alan bırakma. Oyunu tut. taktik bu. Arsenal isterse sezonun tüm maçlarını 0-0 bitirebilir. Rakiplerin ilk amacı oyunu 0-0'a bağlamak. Elbette diğer büyüklere de savunma ağırlıklı bir oyun sergiliyorlar ama rakibin oyun üstünlüğünü bu kadar kolay ve en baştan kabul ettiklerini düşünmüyorum. Zira savunma ağırlıklı oynayıp gol yememeyi düşünseler bile görüyoruz ki çift forvetle oynama cesaretini gösterebiliyorlar. Arsenal karşısında dediğim gibi durum böyle değil.

Arsene Wenger'in bu duruma bir çözüm bulma zamanı geldi artık. Biraz güçlü olan tüm takımları sürklase eden ama zayıf takımları çözemeyen bir Arsenal görüntüsü oluşmuş durumda. Yoksa Porto'nun Newcastle'ın düştüğü durumla Hull City veya Sunderland gibi daha alt seviye takımları düştükleri durum birbirlerinden oldukça farklı.

Wenger, bu maça 4-4-2'sinden vazgeçerek 4-3-3'e dönerek başladı. Belki o da bu ezberlenen durumu bozmaya, rakibi şaşırtmaya çalıştı ancak bu denemenin başarılı olduğunu söylemek mümkün değil.

Arsenal'in 6 adet as oyuncusu var. Bu oyuncular form düşüklüğü göstermeden takır takır futbollarını oynuyorlar. Sagna, Toure, Gallas, Clichy, Fabregas ve Adebayor. Bunların dışında kalan Eboue, Walcott, Denilson, Song, Van Persie, Bendtner gibi oyuncular da maçlık parlamalar yapsalar da şampiyon takım seviyesinin aşağısında kalıyorlar maalesef. Buradaki temel problem, bu oyuncuların daha iyi oynayabilmelerini sağlamak olmalı.

Geçen seneden bu seneye aranan tek oyuncunun daha önce de Mathieu Flamini olduğunu söylemiştik. Hull City ve Sunderland maçlarında uzaktan gelen şutlarla yenen gollerin ön libero mevkiindeki yumuşaklıktan kaynaklanabileceğini söylemek oldukça mümkün.

Theo Walcott Arsenal takımının B planıdır. Arsenal'in hızlı, dikine oynayan ve pas üzerine kurulu yapısından ayrı bir yerde durur o. Alır 30 metre dripling yapar, adamın üzerine gider, çalım atar... Bunu bir başka oyuncunun denediğini göremezsiniz zira asli oyun planı bu değildir. Arsenal'in o bul paslı hızlı oyunu işe yaramadığında kilidi açacak en önemli alternatif Walcott'un varlığıdır.

İşte bu B planı bazen başa bela oluyor. Sunderland maçında bunu gördük. Arsenal, kendi oyun planı içinde Sunderland'i çözmeyi başaramadı ve hemen B planı Walcott'a döndü gözler. Bireysel olarak oyuncusunu eksiltmesini, ve maçlık çözümler bulmasını bekledik. Ama o da olmadı. Zira Walcott henüz bir büyük takımın B planı olabilecek bir mental yapıya sahip değil. Geçtiğimiz sezon Liverpool deplasmanında tüm sahayı geçip yaptığı asist onu bir anda objektiflerin odağı yaptı ama o maçta oyuna sonradan giren bir oyuncu olduğunu da unutmayalım. Kimse ondan bugünkü gibi bir beklenti içinde değildi.

Bu nedenle bence Arsene Wenger'in Walcott'un üzerindeki bu baskıyı alıp onu tekrar geleceği olan oyuncu statüsüne çekmesi lazım. Her oyuncu aynı hızda olgunlaşmaz, ona biraz zaman vermek lazım. Ben demiyorum ki yedeğe çekilsin vs. Sadece oyun içindeki sorumluluğu, kaldırabileceği seviyeye çekilsin, Walcott eğer kötüyse takım kaybetmeye mahkum edilmesin diyorum.

İşte bu maç Walcott kötüydü ve Arsenal bir C planı üretemedi. Bence bu tip maçlar için bir başka plan bulunmalı ve mümkünse Walcott geçen seneki gibi C planı haline gelmeli...

Almunia
Sagna - Toure - Gallas - Clichy
Walcott - Fabregas - Denilson - Song
Adebayor - van Persie